oğu Türkistan’da 1949 yılında meydana gelen son Çin işgali ile başlayan ve günümüzde hâlâ daha bütün şiddetiyle devam eden sindirme politikalarına ve gelişen olaylarla alakalı olarak elde derli toplu bir çalışma mevcut değildi.
Dr. Erkin Emet’in kale aldığı ve 10 yılı aşkın süredir yaptığı araştırmalardan derlediği bu çalışması aynı zamanda 5 Temmuz Urumçi olaylarının da anlaşılması ve öğrenilmesi bakımından bir açığı kapatacak mahiyettedir.
Dr. Erkim Emet’in Doğu Türkistanlı olması yanında Çince ve diğer batılı kaynak dillerinden de istifade ederek kaleme aldığı çalışması, olayların içerisinde bulunan bir kişinin güven duygusu ile çalışmasını tamamlamasına katkı sağladığı görülmektedir.
Yazarın çalışmasının önsözünde de belirttiği üzere Doğu Türkistan meselesi üzerine gerek Türkiye’de gerekse Batıda 1950’li yılardan itibaren bazı çalışmalar yapılmıştır. Lakin bu çalışmalar 1990’lı yıllardan itibaren vukua gelen olayları detaylı bir şekilde ortaya çıkaramamıştır. Bunun sebepleri arasında hiç kuşkusuz tek parti diktatörlüğü ile idare edilmekte olan Çin’in bu konuda çalışma yapmak isteyenlere uyguladığı baskı ve arşivlerini açmamasını ifade etmek yanında, Doğu Türkistan meselesi ile alakalı çalışmaların genellikle hatıralar ve tarihi olayların anlatılması şeklinde geliştiğini görmekteyiz. Bu durum beraberinde 19. asrın ikinci yarısından günümüze kadar meydana gelen olayların tasvirî olduğunu göstermektedir.
Bu nevi çalışmalar her ne kadar tarihî olayların tanınmasını sağlamışsa da Doğu Türkistan meselesinin genel olarak bir değerlendirilmesi yapılamamıştır. Bu ise Doğu Türkistan meselesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır.
Yazarın kaleme aldığı bu eseri hariç tutacak olursak, Doğu Türkistan meselesinin Dünya Uygur Kurultayı ile ilişkisini, Dünya efkâr-ı umumiyesi ile milletlerarası sivil toplum örgütlerinin bu meseleye bakışını bütün yönleriyle ortaya koyan bir eser de yoktu.Bilindiği üzere 18 Kasım 18 Kasım 1884 tarihinde Çin İmparatorunun emriyle Çin’in 19. eyaleti olarak merkeze bağlanan ve adı Xin-jiang (Yeni elde edilmiş toprak) olarak değiştirilen Doğu Türkistan’da, bu tarihi müteakip, büyük-küçük 200 civarında ayaklanma vukua gelmiş, iki tane de bağımsız devlet kurulmuştur.
Urumçi olayları ise Doğu Türkistan’da meydana gelen kanlı olayların en büyüklerinden biri olup, dünya kamuoyu tarafından ciddiyetle takip edilmiş, Cumhuriyet tarihinde görmediğimizin aksine başbakan seviyesinde bu olaylara karşı takınılan tavır, hem Doğu Türkistan’da nem Türkiye’de hem de dünyanın dört bir tarafında yaşamakta olan Doğu Türkistanlıların kalbinde büyük bir sevinç meydana getirmiştir.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere geçmişte yaşanan olayların tek parti dikta idaresi ile yönetilen Çin’in ketum tutumu yüzünde bütün yönleriyle ortaya çıkarılmadığı gibi 5 Temmuz Olaylarının içyüzü de net olarak ortaya çıkmış değildir. Dr. Erkin Emet bu çalışmasında 5 Temmuz olaylarının çıkış sebepleriyle birlikte, bu olayı müteakip vukua gelen olayları da delilleriyle beraber ortaya koymaya çalışmıştır.
İnsan hak ve hürriyetlerinin bayraklaştırıldığı günümüzde Doğu Türkistan’da meydana gelen olayları bütün yönleriyle ve ilmî olarak anlatma gayretinde olan yazarın eseri bir Giriş ve altı bölümden müteşekkildir.
Giriş kısmında:
Yazar, Giriş kısmında Uygur Türkleri ile Doğu Türkistan’ın yakınçağ tarihi hakkında bilgiler vermiştir. Bununla birlikte Doğu Türkistanlıların “5 Temmuz Urumçi Katliamı, Çinlilerin ise “5 Temmuz Urumçi Olayı” dedikleri olayın çıkma sebepleri üzerinde de hususiyetle durmuştur.
Birinci Bölümde:
Doğu Türkistan’ın kısaca tarihi, günümüzdeki nüfus yapısı, dinî hayat, idare sistemi ile ekonomik ve sosyal durumu hakkında bilgiler vermektedir.
İkinci Bölümde:
5 Temmuz Urumçi Katliamının içyüzü, Çin Hükümetinin bu olayla alakalı açıklamaları ve Dünya Uygur Kongresi’nin Çin’in açıklamalarına cevabını konu etmiştir. Buna ilave olarak zikredilen bu olaya Dünya devletlerinin gösterdiği tepki ile bilhassa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Urumçi Katliamına gösterdiği tepki ile Çin’in Başbakanının Erdoğan’ın “bir nevî soykırımdır” sözüne tepkisini değerlendirmiştir.
Üçüncü Bölümde:
5 Temmuz olaylarından sonraki gelişmelere yer vermiştir. Bu bölümde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin 98/36 numaralı gizli genelgeyi yürürlükten kaldırması ile Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir Hanımefendi’nin 5 Temmuz olaylarının içyüzünü anlatmak ve kamuoyu desteği sağlamak gayesiyle Japonya ve Avrupa ülkelerinde yaptığı faliyetler yer almaktadır. Bununla beraber 5 Temmuz olayını müteakip Çin Hükümeti’nin Urumçi’de acele olarak gerçekleştirdiği tutuklama ve yargısız infazların Uygurlar ile Çinliler arasındaki münasebetlere etkisi ve bu olayı müteakip Uygurlar ve Çiniler arasındaki ilişkilerinde seyrini değerlendirmiştir.
Dördüncü Bölümde:
5 Temmuz olaylarını bu noktaya getiren süreci değerlendirirken bilhassa son 60 yılda Doğu Türkistan’da meydana gelen olayları da ana hatlarıyla ele almıştır. Bilhassa Barın ve Gulca olayları ile Çin’in bu olayları nasıl bastırdığına dair gelişmeler görgü şahitlerinin ağzından verilmiştir. Bunlara ilave olarak Çin’in Uygurlara uyguladığı asimilasyon siyasetinin mihenktaşlarından olan dil politikası üzerinde durmuştur.
Beşinci Bölümde:
Ana hatlarıyla diasporadaki Doğu Türkistan davasının tarihî seyrine temas etmiştir. Bu bölümde Doğu Türkistan Davasının diasporada ne zaman ve nasıl başladığı, geliştiği ve bugün itibariyle geldiği nokta belirten yazar, Diaspora Doğu Türkistanlıların, meseleyi milletler arası arenaya taşıma süreci üzerinde de durmuştur. Bunların yanında Milletler Arası Af teşkilatı gibi beynelmilel insan hakları teşkilatlarının Doğu Türkistan meselesi ile alakalı çalışmalarına da yer vermiştir.
Son Bölümde:
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir Hanımefendi ve 5 Temmuz Urumçi Olayı şahitleriyle yaptığı konuşma ile çalışmasına son vermiştir.
Doğu Türkistan’da bilhassa 1949 sonrası vukua gelen olayların derli-toplu değerlendirilmesi ve bilgi sahibi olunması açısında bir açığı kapatacağına inandığım çalışmanın son yıllarda Doğu Türkistan hakkında yapılan bilimsel çalışmalar arasında takdir edilecek özelliklere sahip olan bu eser, aynı zamanda Üniversitelerde ders kitabı olarak da istifade edilebilecek hususiyetlere de sahiptir. Eserin muhtevasını meydana getiren konular bugün Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesine ışık tutacak nitelikte olduğunu ifade etmek gerekir.
Bu vesile ile Dr. Erkin Emet’i çalışmasında dolayı tebrik ederken, eserinin ikici baskısına bir sonuç, bir bibliyografya ve mümkün olabilirse bir de index ilave etmesini kendisinden acizane istirham ederim.
Yrd.Doç.Dr.Ömer Kul