Öksüz Minare
Yüz sürebilmek için bir nebze, Türk’ün eski haşmet ve azâmetine, Toplar, gülleler yerlerde, duvarlarda asılmış birkaç kılıç ve kalkan, Baktık ki, kalenin ardından yükselmekte, bir ince ve nârin minâre, Vakti ile Eğri Bağları’nda, bir Kethüdâ Câmii ve külliyesi varmış, Türk’ten sonra câmi yıkılmış, dağılmış o inanmış cemaat, Öksüz kalınca minâre, câmiden, külliyeden, bütün sevdiklerinden, Kim el sürecek olursa, onun gözyaşından ıslanmış taşlarına, Zamanla bir ziyâretgâh olmuş, yöre halkına Öksüz Minâre, Ne mum dikebildik biz, ne bez bağlayabildik o Kale kapısına, Görünce bizleri, sustu birden, sildi gözyaşlarını Öksüz Minâre,
|
Oğuz Gökmen