MakalelerTürkistan

Sosyalist Rusya’nın Türkistan’da Kültürel Asimilasyon Politikası

T

ürküsüz millet olmaz. Oyunsuz, efsânesiz, masalsız, destansız, şiirsiz, şâirsiz, müziksiz bir millet olmaz. Olur diyenler, millet gerçeğini hiç bilmeyenlerdir. Olur diyenler susuz, tuzsuz, yağsız, baharatsız, malzemesiz yemek yapılacağını sananlardır.

Dünyada kültürün ne demek olduğunu, ne kadar büyük önem taşıdığını en iyi anlayan devlet adamları arasında Sosyalist Rus idarecileri de var. Türk Cumhuriyetlerine -Türkî Cumhuriyetlere değil- 9-10 defa gidip gelen, oralarda yapılanları gören, duyan, okuyan bir kimse olarak söylüyorum.

Sosyalist Rus idarecileri, kültürün bir millet hayatındaki büyük önemini çok iyi bildikleri için çok ciddî, çok sistemli, çok cazip uygulamalarla Türkçe’yi unutturup yerine Rusça’yı hâkim kılmaya çalıştılar. Ve bizim binlerce yıllık destanlarımızı yasakladılar.

Meselâ siz biliyor musunuz ki Türkistan’da Dede Korkut destanları yasaklanmıştır. Biliyor musunuz ki; Türkmenistan’da üç ilim adamı, üniversitede, Dede Korkut destanları üzerinde çalıştıkları için, hem çok ağır hapis cezalarına çarptırılmışlar, hem de üniversiteden atılmışlardı. Ve siz biliyor musunuz ki; Türkmenistan bağımsızlığına kavuşur kavuşmaz, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sapar Murat Niyazov, hem Dede Korkut Destanları üzerindeki yasağı kaldırmış, hem de o ilim adamlarının itibarlarını derhal iade etmişti.

Bırakınız camileri, destanları, efsâneleri… Sosyalist Rus idarecileri, Türkmenlere millî bir şahsiyet verdiği için, Türkmen yaşayışının ayrılmaz bir parçası olduğu için, dünyaca meşhur o güzelim Ahalteke atlarını bile, her gün koyun keser gibi, tavuk keser gibi, üçer beşer, üçer beşer keserek ortadan kaldırmak, o mübarek atların bile köklerini kazımak istediler.

Ve siz biliyor musunuz ki; 1917 Sosyalist ihtilâlinde birkaç milyon olan güzelim Ahalteke atları, 1990 yılında Sovyet Rusya İmparatorluğu kendiliğinden yıkıldığında, sadece 5-6 yüz civarında kalmıştı. Ve Cumhurbaşkanı Sapar Murat Niyazov, yok edilmek istenen o çok zarif o çok mahir, o çok iyi koşan, o dünyanın en pahalı atları olan Ahalteke Türkmen atlarını yeniden çoğaltabilmek koruyabilmek için, bir “Atçılık Bakanlığı” kurdurdu. Şimdi dünyada Atçılık Bakanlığı olan ve atı ülkesinin sembolü haline getiren tek ülke kardeş Türkmenistan’dır.

Bunları niçin anlatıyorum? Bizim pek farkında olmadığımız bazı kültür hazinelerimizi, birileri çok iyi tespit ettikleri ve milletimizi yavaş yavaş törpüleyip bitirmek istedikleri için, o hayat damarlarımızı birer birer koparmaya çalışıyorlar.

Sosyalist Rus idarecileri, Türkistan’da ve Azerbaycan’da iki çok önemli kaynağı kurutmak istedi. Bunlardan biri Türk ismidir, ötekisi İslâm kelimesi. Malum idareciler, Türkiye ile Türkistan ve Azerbaycan arasındaki bütün kültür köprülerini atabilmek için, “Türk” kelimesini bile yok etmeye koyuldular. Onlara göre, Türkistan’da Türk yoktu. Azerbaycanlı, Türkmen, Özbek, Kırgız, Kazak ve Tatar vardı. Dünkü resmî iddiaya göre Türkçe yoktu. Azerbaycanca, Türkmence, Özbekçe, Kırgızca, Kazakça, Tatarca vardı. Sosyalist rejime göre, Sovyetler’deki tek Türk topluluğu, sayıları 400 000 civarında olan Ahıskalı Türklerdir.

Garabete bakınız ki devrimci rejim, bir Ahıska ailesinin yarısını Türk, yarısını Azerbaycanlı diye tescil etmişti. Eğer Rusya’da Sosyalist rejim uygulanmasaydı ve o iptidaîlik yüzünden rejim çökmeseydi 50 yıl sonra, atayurdumuzda Türk’ten, Türk kültüründen İslâm’dan hiç bir eser kalmayacaktı.

Yavuz Bülent Bakiler

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242