ünya’da mevcut Türklerin 76
milyonu Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içinde; ayrıca Kazakistan,
Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetlerinde,
geri kalanı ise, Rusya, Çin, İran, Afganistan, Irak, Suriye, Romanya,
Bulgaristan, Yugoslavya, Yunanistan’da ve başka ülkelerde de yaşamaktadır.
Avrupa’nın kuzey doğusunda 5 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan 1000 kadar
Kazanlı Türk yaşamaktadır. Finlandiya’da azınlık halinde yaşayan Kazan
Türklerinden başka İsveçliler, Japonlar ve Yahudiler de bulunmaktadır.
Bugün, Finlandiya’da yaşayan
Türklerin yüzde 99’u kültürce Kazan Türklügü’ne mensup kimselerdir. Ancak,
bunlar Kazan ilinin merkezinden olmayıp, bu ilin batı cihetine düşen
Nijninovgorod (bugünkü Gorkiy) vilâyetinin Sergeç ilçesindeki Yanapar (Aktok)
köyünden gelmişlerdir. Kendilerine has şive ile konuşan ve Kazanlıların Mişer
boyunu teşkil eden Türk zümresindendirler. Mişer şivesi Çağatay-Kıpçakça’dan
ziyade, Oğuz-Türkmen lehçesini andırmaktadır.
Bugün. Finlandiya’daki
Kazanlıların yarısına yakın bir kısmı Helsinki’de yaşamaktadır. Diğerleri,
Tampere, Javenpaa, Turko-Abo, Koka gibi şehirlerde oturmaktadırlar.
Finlandiya, XIX. Yüzyılın başında
Rusya’ya bağlı olarak idare edilmeye başladıktan sonra, Şimal Türkleri ticaret
maksadıyla buradan itibaren de yerleşmeye başlayarak, ailelerini de yanlarına
çağırmışlardır.
1830 yılından beri Finlandiya’da
bir İslam Cemaatı’nin mevcut olduğu bilinmektedir. O tarihte Finlandiya,
Rusya’ya bağlı bir muhtariyetle idare edilmekteydi. Bu sebeple de, İslâm
Cemaati Şimal Türklerinin dinî işlerini idare eden Ufa şehrindeki Müslümanların
“Merkez-i Diniye Nezareti”ne bağlı
olup, o zamanki Muhtar Finlandiya Hükümeti tarafından tasdik edilmemiş, gayrî
resmî olarak faaliyette bulunmuştur.
Birinci Dünya Harbi’nden sonra,
1917’de Finlandiya’nın istiklâlini kazanması ve yeni anayasanın ilanı üzerine,
İslam Cemaati yeniden teşkilâtlanmak durumunda kalmış ve “Ufa Müslümanlarının Merkez-i Diniye Nezareti”nden
ayrılmıştı.
Finlandiya’ya yerleşen
Kazanlılar, kendi, milli örf ve adetlerini, dini işlerini, sosyal problemlerini
halletmek için teşkilatlanmaya başlamışlardır. O sıralarda Finlandiya’da misafir
olarak bulunan Sadri Maksudi Atsal Bey bu teşkilatın nizamnâme tasarısını
hazırlamış ve 1925 yılında “Kazan
Türkleri Finlandiya Cemaati İslâmiyesi”ni kurmuşlardır. Bu cemiyet,
Fin Hükümetince de tescil ve tasdik edilmiştir. Nizamnâmeye göre, bu teşkilat
Finlandiya’da yaşayan bütün Müslümanların milli-dini işlerine bakacak,
çocuklarına milli-dini terbiyenin esaslarını sağlamak üzere gerekli tedbirleri
alacaktır.
Bu teşkilat, hükümet nezdinde
geniş haklara sahip olduğu gibi, resmi mahiyette icraatta bulunmaktaydı. Dini
ve medeni nikâhların akdi, ölüm, doğum ve nikâh istatistikleri teşkilâtın resmi
vazifeleri arasındaydı.
Kurulduğu zaman ancak dini bir
teşkilat olan bu cemiyet, ihtiyaçların çoğalması ile, kültür işleri ile de
meşgul olmaya başlamıştır.
Finlandiya’da din öğretimi
mecburî olduğu için Fin okullarına giden Kazanlı Türk çocuklarının din dersi
notları cemiyetin açtığı kurslarda başarılarına göre verilmektedir. Cemiyet,
ayrıca anadil kursları da açmıştır.
Finlandiya’da, Kazanlılar
tarafından kültür, spor ve başka yeni teşkilâtlar kuruldukça, cemaat bunları
himaye etmiş, maddi yardımda bulunmuş ve devamını sağlamıştır. Ayrıca, 1949 yılından
başlayarak “Mahalle Haberleri”
adı altında bir dergi neşretmekte olup, bu dergi kendileri için olduğu kadar,
diğer Türkler için de dışarıya açılan bir penceredir. Bu dergi, cemiyetin uzun
yıllar reisliğini yapmış olan Zuhur Tahir bey tarafından kurulmuş olup, onun
döneminde 27 sayı; bilâhare cemaat reisi olan Osman Ali bey zamanında da 3 sayı
çıkarılmıştır. Dergide cemaat haberleri, milli ve dinî hayat hakkında çeşitli
bilgiler yer almıştır.
İslâm Cemaatinin bakımı altında
bulunan bir de İslâm mezarlığı mevcuttur. Bu mezarlık Helsinki’nin içinde olup,
1870 yılında hükümet tarafından Müslümanlara verilmiştir. Buraya ilk gömülenin
bir Müslüman-Türk subayı olması sebebiyle, Finliler, burayı Müslümanlara
ayırmak inceliğini göstermiştir. Ayrıca çeşitli tarihlerde arazi genişletilmiş
ve yeni yerler satın alınmıştır. Mezarlık çok bakımlı olup, içinde İkinci Dünya
Savaşı’nda Ruslara karşı şehit düşen 18 Kazanlı Türk için bir anıt dikilmiştir.
Her yıl şehitler gününde burada da merasim yapılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nda
1000 kişilik cemaat 130 asker çıkarmış, bunlar Finliler ile birlikte omuz omuza
Finlandiya topraklarını Ruslara karşı savunmuşlardır.
Finlandiya’da yaşayan Kazan
Türkleri ahirete intikal eden yakınlarını bu mezarlığa tamamen İslam gelenek ve
göreneklerine göre defnetmektedirler. Bir ikinci mezarlık da Turko-Abo şehrindedir.
Finlandiya’da yaşayan Kazanlı
Türklerin en büyük meselesi tek tük de olsa gayri Müslimlerle yapılan
evlenmeler ve onlardan dünyaya gelen çocuklar konusudur. Cemaat gayri müslimlerle
evlenenleri üyelikten silmekte veya eşlerinin cemaat toplantılarına gelmelerine
izin vermemektedir.
Finli eşlerden doğan çocukların
din ve dil derslerine gelmelerine izin verilmekte ise de, bütünlüğün bozulacağı
endişesi her zaman hakim bir düşünce halindedir.
Ders Kitapları İhtiyacı
Türkiye Türkçesi için ders
kitaplarının temini Türkiye’den yapılabilmektedir. Kazan şivesi ile
hazırlanacak ders kitaplarının ise yeniden yazılması gerekmektedir. Zira, Rusya’dan
getirilen kitaplar Kril alfabesi ile yazılmış olması sebebiyle Lâtin alfabesine
çevrilmesi gerekmektedir. Üstelikte yakın tarihe kadar eski harfle eğitim
yapıldığı, bilâhare lâtin harflerine geçildiği için de ders kitaplarına
şiddetle ihtiyaç vardır.
Helsinki Üniversitesi’nde
Türkoloji bölümünü uzun zaman yürütmüş olan ünlü Türkolog Marti Rasenen’in önce
emekli olması ve daha sonra da vefatı ile bu kürsüde, bugün Kazanlı Ömer Daher
okutman olarak dersleri yürütmektedir. Üniversitede Türkiye Türkçesi ve Kazan
lehçesinde dersler verilmektedir.
Ders kitapları meselesinin kısa
zamanda halledilmesi gerekir. Bulunduğum yıllar içinde, ilkokullar için 3 ders
kitabı atalar sözü ve bilmeceleri konulu 2 kitap hazırlayarak bu ihtiyacı bir
dereceye kadar gidermeye çalıştım. Din dersleri de Kazan lehçesinde
yapılmaktadır. Kur’an’ın, Fince’ye tercümesi de yapılmıştır.
Finlandiya’ya yerleşen Kazanlılar
geçimlerini daha çok kürk ticareti yaparak, manifatura mağazaları çalıştırarak
temin etmektedirler. Aralarında doktor, dişçi, mühendis, bankacı, hukukçu ve eğitimciler
de vardır. Gençler daha ziyade ticaret işinden başka alanlarda çalışmayı tercih
etmektedirler.
Avrupa’nın Kuzey doğusunda küçük
bir koloni halinde yaşayan Kazanlıların hayat seviyeleri iyi olup, milli benliklerini
muhafaza etmek için gayret sarfetmektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti dışında
yaşayan Türk toplulukları içerisinde Finlandiya’da yaşayan Kazanlı Türkler örf
ve an’aneleri korumak yolunda hassasiyet gösterdikleri gibi, Türkiye ile de
yakın münasebettedirler.
Türkiye’den gelenleri Türk
misafirperverliğinin gerektiği şekilde karşılamakta, onlara yardımcı olmaya
çalışmaktadırlar. Milli bayramlarımızı kutlamakta, Elçilik mensuplarımızı da
kendi milli gecelerine davet etmektedirler. Hükümetimiz onların bu gayretlerine
karşılık olarak, zaman zaman İslam Cemaatından üyeleri Türkiye’ye davet etmiş
ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın misafiri olarak ülkemizin belli başlı
şehirlerini gezmişlerdir.
Türkiye’de olan bir felaket
onları yürekten üzmektedir. Sporcularımızın başarıları ile övünmekte olup,
halen 1956 Helsinki Olimpiyatları’nda Türklerin güreşteki altın yılını
zihinlerde yaşatmaktadırlar. Güreşçilerimizin direğe bayrağımızı çektirmeleri ve
milli marşımızı çaldırmalarından dolayı duydukları büyük heyecanı yaşlılar
ağlayarak her vesile ile anlatmaktadırlar.
Bu münasebetle şu hususu ifade
etmek isteriz ki, Türkiye’nin Türk dünyası ile olan münasebetlerinin
geliştirilmesi bakımından olduğu kadar; Türklüğün istiklâli ve mukadderatı
bakımından da, Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan Türk toplulukları ile
yakından ilgilenmemiz, dilde, ilde, fikirde işbirliğine girişmemiz takdir
edileceği üzere çok büyük önem arzetmektedir.
Naile Binark