MakalelerTürkistan

Doğu Türkistan’da Kültürel Soykırım

Ç

in Komünist Partisinin şu anki uygulamaları gösteriyor ki, Çinlilerin maksadı Doğu Türkistan’daki Türk asıllı toplulukları ve onların kültürel izlerini o topraklardan silmektir. Bu gayesini sinsi bir şekilde gerçekleştirmeyi planlayan Çin, bugün bu işi hızlandırmıştır. Geçen sene sonunda Kaşgar’a tren yolunun açılması bunun tipik örneklerinden biridir. 

Türk tarihinde çok önemli yere sahip, açık hava müzesi durumundaki Kaşgar şehri son 4 yılda %50 Çin şehrine dönüşmüştür. 
İlk Türk İslam devleti Karahanlı devletine başkentlik yapmış Kaşgar şehrindeki tarihi eserler çeşitli bahanelerle tek tek kaldırılmaktadır. Kaşgar halk Parkının önüne bütün mimari özelliği Çin mimarisini temsil eden bir park yapılmıştır. Bu bahaneyle de çevredeki tarihi Kaşgar evleri yıkılmıştır, bir de parkın içinde Çin’de çöpe atılmış Mao’un heykeli bulunmaktadır. 
Kaşgar’daki eski surlar da teker teker kaldırılmaktadır. 80’lı yıllarda yapılan mimari yapılarda Uygur mimari özellikleri kısmen de olsa görülürken , 90’lı yılların başından itibaren, bütün yapılar Çin mimarı özelliğini taşımaktadır.
Dikkat çekici olan şu ki, büyük alış veriş merkezlerinin içine Çin klasiklerinden Batıya Seyahat ‘ Xi Yü Ji’ adlı eserin içindeki Tang Seng, Zhu Ba Jie, Sun Wu Kong gibi tiplemelerin heykelleri dikilmektedir. 
Bunun tipik örneklerinden biri de Turfan’ın Doğusundaki Yalkun Dağ yamaçlarına yerleştirdikleri Sung Wu kong, Tang Seng ve Zhu Ba Jienin heykelleridir. 
Çinli tarihçiler tarihi siyasete alet etmek sûretiyle sürekli “Doğu Türkistan eskiden beri Çin’in toprağıdır” safsatasını ileri sürmektedir. Bu tezi pekiştirmek maksadıyla bugün Doğu Türkistan’daki Türk kültürünün eserlerini silip yerine kendi kültürünü gösteren eserleri dikmeye çalışmaktadır. Bunları yaparken Doğu Türkistan halkının komünist sistemine işgalci güçlere olan kin ve nefreti artmaktadır. 
Bilindiği gibi Uygur Türkleri göçebe hayattan yerleşik hayata ilk geçen Türk halkıdır. Dolaysıyla Doğu Türkistan’da el sanatları gelişmişti. Ancak son 20 yıllık Çin göçü ve kültürel soykırımı neticesinde pek çok el sanatları unutulmuş bazı dallar ise unutulmak üzeredir. El sanatları, kunduracılık, kuyumculuk, halıcılık sektörleri Çin Hükümetinin kasıtlı uygulamakta olduğu yok etme siyasetinden dolayı kaybolmaktadır.
 
Komünizmin çökmesiyle Çinliler kendi milli değerlerini, araştırmak ve canlandırmak için çok büyük bütçeler ayırıyor. Fakat Doğu Türkistan’da ise onlarca milli neşriyat, sanat toplulukları, tiyatrolar parasızlıktan çalışamaz duruma düşmüştür. Azınlıkların kültürel faaliyetlerine bütçe ayırmak şöyle dursun, toplu faaliyetler bile yasaklanmıştır. 
Bugün Doğu Türkistandaki diğer bir vahim olay da Kazak ve Kırgız Türklerine yönelik asimile politikasıdır. Kazak ve Kırgız Türkleri çok eski tarihten beri, hayvancılıkla uğraşan halklardır. Bunları asimile ederek kültürel değerlerini yok etmek için, asırlardan beri yaşamakta oldukları yaylaklarından çeşitli baskı ve bahanelerle kovmaktadırlar. 
Yayla turizmini geliştirme adı altında, yaylaları Çin’den gelen göçmenlere peşkeş çekmektedirler. Dışarıdan turist gelmemesine rağmen, devlet dairelerinden Çinli memurları toplayıp, yaylalara götürüp gezdirerek turizm süsü verilmektedir. Asırlardan buyana ekmek tekneleri olan hayvancılığı büyük zarara uğrayan Kazak, Kırgız Türkleri perişan duruma düşmüştür. Bir milleti millet yapan onun kültürüdür. Biz kendi kültürümüzü muhafaza etmek, Çinlilerin insanlık dışı bu kültürel soykırımını dur dememiz şarttır.

Yrd. Doç.Dr. Erkin Emet

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242