MakalelerMedeniyetimiz

Bizde Münevverle Halkı Ayıran Vasıflar

M

resim

edenî memleketlerin tahsil sistemleri okuma yazmayı öğretme, bilgi verme fonksiyonları yanında talebelerinin millî karakter vasıflarını, şahsiyetlerini cemiyetin hayrına olmak üzere, en iyi bir tarzda geliştirip mükemmelleştirmeye çalışır. Fena itiyat ve temayülleri gidermeye veya gelişmelerine mâni olmaya gayret eder. Onun bu fonksiyonu sadece okuma, yazma, öğretme ve bilgi verme vazifesinden daha üstün tutulur. 
Öyle ki Garp memleketlerinde münevverler, halkın sahip olduğu millî karakter vasıflarını terketmek şöyle dursun onları en mükemmel bir şekilde geliştirilmiş olarak kazanırlar. Onun için Garpta münevver her bakımdan – derece itibariyle de olsa – halktan üstün ve ona her sahada liderlik edecek vaziyettedir.  Bunun neticesi olarak halkın münevvere itimadı tamdır. Bir Fransız muharririnin müşahedesine göre, Birinci Dünya Harbinde İngiliz askerleri iyi terbiye görmüş, yüksek tabakaya mensup bir subay verilmedikçe hücuma geçmekten çekinirlermiş.
Bizde ise, tahsil sistemi, bilgi diye verdiği bazı malûmat kırıntılarına mukabil en bariz millî karakter vasıflarını tahrip eder: verimsiz de olsa halk çalışkandır, münevver tembelliği öğrenir; halk şayanı hayret derecede bedenî mukavemete sahiptir, münevver daha tahsili esnasında yumuşar, sonraları mukavemetini büsbütün kaybeder. Halk kanaatkâr, ağırbaşlı, vakur ve hürmetkârdır. Münevver açgözlü, lâubali, şarlatan ya saygısız veya dalkavuk olur. 
Halk umumiyetle dindar, ve manevî kıymetlere hâlâ bağlıdır, münevver ise, ne dindar ne de dinsiz fakat çok iptidaî, dar ve çok fena tarzda materyalist olmuştur. Bu mukayeseyi daima münevverin büyük bir ekseriyetinin aleyhinde olmak üzere, istediğiniz kadar uzatabilirsiniz. 
Münevverle halkın arasındaki bu farkın son çeyrek asır zarfında derinleşmiş olmasına rağmen İmparatorluğun inhitatıyla (çöküşü) birlikte başladığına da işaret etmek lâzımdır. Binaenaleyh sırf bu bakımdan maarif sistemimiz adamakıllı ıslah edilmedikçe tahsili yaymanın faydalı olup olmadığı, üzerinde düşünülmeye değer başlı başına bir mesele teşkil etmektedir. 

Prof. Dr. Mümtaz Turhan

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242