KültürümüzMakaleler

Belgelerle Kerkük Gerçeği

M

üslümanların Irak’ı fethinden hemen sonra, Arabistan’ın Necid bölgesinden Irak’a göçen Arap kabilelerinin yanında Bağdat, Basra, Dakuk ve Samarra’ya Horasan civarından getirilen Türk askerlerinin yerleştirildiği bilinmektedir. Emevi Halîfesi Hazreti Muaviye zamanında başlayan bu faaliyet Abbasiler zamanında da artarak devam etmiştir.

Irak, Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in 1055 tarihinde Bağdat’a gelmesinden itibaren kısa süren Moğol istilası hariç, I. Dünya Savaşı sonuna kadar değişik Türk devletlerinin hâkimiyetinde kalmıştır.

Bölgenin Türk hâkimiyetinden çıkmasının üzerinden daha bir yüzyıl bile geçmeden, yaklaşık 14 yüzyıldır bu bölgeyi yurt tutmuş olan bir milletin varlığını hiçe sayma teşebbüsleri, bunun önüne geçme zaruretini ortaya çıkarmıştır.

İşte Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü bu gereklilikten hareketle buradaki Türk varlığı hakkında İlmî bir dayanak oluşturmak ve tarihî bir bölüm takdim etmek maksadıyla Kerkük-Dakuk bölgesinin Osmanlı Devleti taralından yapılan mufassal tahririne ait defteri yayınlamış bulunmaktadır.

Bağdat ve Basra ile birlikte Kerkük bölgesi 1534 yılında başlayan Irakeyn Seferi ile kesin olarak Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır.

Fetihten sonra bölgenin 1560 (Hicri 968) tarihine kadar iki defa tahriri yapılmıştır. Bu tarihten sonra tahrir çalışması yapılmayan bölgedeki değişiklikler son tahrir sonuçlarını içeren defterlere not edilmiştir.

Kerkük bölgesine ait 8 tahrir defterinin 4 tanesi Osmanlı Arşivi’nde, 4 tanesi Tapu ve Kadastro Kuyud-ı Kadime Arşivi’nde bulunmaktadır. Bu defterlerden başka Bulgaristan Arşivi, Oryantal Arşiv Koleksiyonunda bölgeye ait 2 timar defteri vardır.

Yayın için seçilen defter bölge hakkındaki en geniş ve tefarruatlı bilgileri ihtiva eden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ndeki 111 numaralı “Mufassal Tahrir Defteri”dir. Bilindiği üzere Mufassal Tahrir Defterleri sancak esas alınarak hazırlanırdı.

Sancakta bulunan yerleşim birimleri, burada yaşayan yetişkin erkek nüfus, vergi rejimine dâhil olan yeraltı ve yerüstü kaynakları, vakıflar ve özel şahısların tasarrufunda bulunan mülkleri içine alırdı.

Vergi mükellefi ve vergiden muaf olan kişiler isimleri ile yerleşim yerleri, cemaat, aşiret, taife vb. başlıkları altına yazılır, ahali (reaya); Müslim, gayr-i müslim (gebran), Yahudi, Ermeni ve Efrenc olarak din esas alınmak suretiyle sınıflandırılırdı. Çingene ve Kıpti gibi bazı topluluklar da yaptıkları hizmetler dolayısıyla defterlere etnik kimlikleri belirtilmek suretiyle yazılırdı.

Yayına hazırlanan Kerkük Livası Mufassal Tahrir Defteri’nin en büyük özelliği, diğer tahrir defterlerinden farklı olarak Müslüman ahalinin içerisinde bulunan azınlık konumundaki başka bir etnik topluluğa dâhil Müslümanların etnik kimliğini ve bağlı bulunduğu aşireti belirtmesidir.

Diğer defterlerde ise varsa kişinin mesleği, vergiden muafiyet sebebi, azat edilmiş köle olduğu açıklaması ile nadir olarak mensup olduğu aşiret yazılmıştır.

Nilkaz ve Gilevan taifelerine mensup kişiler, eğer cemaatlerinin bulunduğu yerlerin dışında yaşıyorlar ise hangi taifeye mensup oldukları gösterilmiştir. Bunlardan başka meskûn mahallerde oturan seyyidler, meşhur sülale mensuptan ile Arap ve Kürt etnik grubundan olanlar belirtilmiştir.

Defterdeki verilere bakıldığında bölgede 7.320 yetişkin erkek nüfusun yaşamakta olduğu ve bunların % 90’ını Türklerin oluşturduğu görülecektir.

Kerkük sancağında Nilkaz taifesiyle birlikte 8 Türk aşireti bulunmaktadır. Nilkaz taifesi buraya 1540’lı yıllarda yerleştirilen 1.216 kişilik yetişkin nüfusu olan bölgedeki en büyük taifedir.

Kerkük, Dakuk ve Nilkaz nahiyelerinden meydana gelen sancakta 1560’lı yıllarda 72 yerleşim birimi ve 177 mezraa bulunmaktadır. Bölge insanı genel olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bölgede bulunan iki tuz madeni işletilmekte ve neft (petrol) madeni halk tarafından kullanılıp satılmaktadır.

Kerkük üzerinde oynanan uluslararası oyunlarının ne manaya geldiğini anlamak için meselenin temeline inip geçmişe bir göz atarak referans kaynağı niteliğindeki bu önemli eseri ilgilenen çevrelere önemle tavsiye ediyoruz.

Kaynak: Arşiv Dünyası

Ahmet Özkılınç

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242