KültürümüzMakaleler

Türkiye, Mazlumların Umudu: İşte Batılıların Korkusu Bu!

Ö
nce iki önemli tespit: Osmanlı durduruldu; dünyanın dengesi bozuldu; Balkanlar, Kafkaslar hüzne boğuldu; Arap dünyası paramparça oldu.
Halep’te yaşanan vahşetin en temel sebebi, Osmanlı’nın durdurulmasıdır. 
Sadece Halep’te değil, son çeyrek asırda Balkanlar’da Kafkaslar’da, bütün Arap dünyasında yaşanan katliamların, kanın, gözyaşının birincil nedeni, Osmanlı’nın tasfiye edilmesi, İslâm dünyasının yetim kalmasıdır.
Osmanlı Hangi Gerekçeyle Durdurulduysa, Türkiye’de Aynı Gerekçeyle Kuşatılıyor…
İkinci altı çizilmesi ve üzerinde kafa yorulması gereken tespit de şu: Osmanlı hangi gerekçelerle durdurulduysa, Türkiye aynı gerekçelerle hedef tahtasına yatırılıyor, kuşatılıyor, etrafı ateş çemberine çevriliyor.
Peki nedir bu yüzyıldır değişmeyen temel gerekçe?
Şudur: 1000 yıldır, Selçuk ve Osmanlı çocukları, üç kıtanın tarihini yapıyor: Üç kıta, dünya demek zaten; dünya tarihinin yapıldığı merkez coğrafya.
Osmanlı, iki temel şey demekti dünya tarihi açısından:
Birincisi, Osmanlı adalet, asalet, ahlâk, merhamet ve feraset demekti her şeyden önce.
Batılıların bütün kıtaları ve denizleri sömürgeleştirdikleri, bütün medeniyetlerin kökünü kazıdıkları bir zaman diliminde, Osmanlı, üç kıtada insanlığın haysiyetini koruyor, adalet, hakkaniyet ve merhamet çınarı olduğunu gösteriyordu dünyaya. 
Batılılar, üstelik de “hürriyet, demokrasi, insan hakları” gibi sloganlarla dünyayı tarumar ederken, kaynaklarını yerle bir ederken; Osmanlı, asaletine yaraşır bir tevazuyla bütün medeniyetlerin üzerine oturuyor ama hiç birini yok etmeyi, kökünü kurutmayı aklının köşesinden bile geçirmiyordu.
Batılıların Korkusu: Türkiye’nin Yeniden Umut Olması
1326’da Endülüs’ün başşehri Kurtuba düştüğünde Hıristiyan Batılılar, “Hıristiyan olmayanı yakarız” diyorlar; başta Müslümanlar olmak üzere Yahudileri de kitleler hâlinde katlediyorlar, sürüyorlar ya da Engizisyonlarda inanılmaz işkencelerden geçiriyorlardı.
Oysa Osmanlı 1463’te Bosna’yı kansız ve savaşsız fethetmişti ve Fatih, Bosna’da yayınladığı Eman’da, “Hıristiyanlara, Yahudilere dokunan karşısında beni / Osmanlı’yı bulur” diyordu.
İşte Batılıların korkusu buydu: Osmanlı adaletinin ve merhametinin, insanca bir dünya kurma umudunun ve ufkunun önünde sömürgeci, emperyalist Batılıların aslâ duramayacağı yakıcı gerçeğiydi bu.
O yüzden bütün güçleriyle Osmanlı’nın üzerine geldiler ve düvel-i muazzama sonunda Osmanlı’ya karşı birleşti ve Osmanlı’yı çökertti.
Unutmayalım: Osmanlı, kendiliğinden çökmemişti, çökertilmişti. Arnold Toynbee, bu gerçeği “Osmanlı çökmedi, durduruldu” diyerek özetleyecekti.

Osmanlı’nın da Türkiye’nin de Hedef Tahtasına Yatırılmasının İki Sebebi 
Osmanlı’nın durdurulmasının iki temel sebebi vardı:
Birincisi, biraz önce de değindiğim gibi, eğer Osmanlı durdurulmasaydı, Batı uygarlığının bütün medeniyetlerin kökünü kazıyan barbarlığı bütün çıplaklığıyla anlaşılacaktı.
Bu da, Batılıların dünya üzerinde kesinkes ve mutlak hegemonya kurmalarını son derece zorlaştıracaktı. Batılıların, Osmanlı’yı durdurmalarının ikinci temel sebebi ya da gerekçesi de buydu.
Bugün işte bu iki temel gerekçe, Türkiye’nin kuşatılmasının ve karıştırılmasının iki temel sebebi yine.
Bunun somut göstergeleri artık küre ölçeğinde belirginlik kazandı: Türkiye’nin, Somali’yi, seferber olup Allah’ın yardımıyla açlıktan kurtarması, ardından 4 milyon Suriyeli mazlumu bağrına basması Batılıları çıldırtmaya, Batılıların Batı ittifakının bir üyesi olmasına rağmen Türkiye’yi hedef tahtasına yatırmalarına yetti.
Türkiye’nin ekonomik olarak büyümesi, stratejik hedeflerini medeniyet coğrafyasına enlemesine ve boylamasına genişletmesi, Batılıların bin yıllık hayaletlerinin hortlamasına ve büyük bir akıl tutulması yaşamalarına yol açtı.

Yusuf Kaplan

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242