MakalelerMedeniyetimiz

Haritalarını Sanki Bilgisayarla Çizmiş

Pîrî Reis tekniği
hâlâ bir muamma

1

513 ve 1528 tarihli dünya haritaları, ilim adamlarını
şaşırtmaya devam ediyor. O yüzden, meseleyi ‘uzaydan gelen yaratıkların
yardımlarına” bağlamaya kalkışan hayal teorisyenleri bile var.

Ünlü Türk denizcisi Pîrî Reis (öl. 1554), şimdi de
bilgisayarcıların gündeminde. Macintosh için yazılmış “Earth-Plot” adlı programda yer
alan dünya haritası ile Pîrî Reis’in 483 yıl önce çizdiği dünya haritasının
karşılaştırılması sonucu, yine şaşırtıcı noktalar ve cevabı verilemeyen sorular
ortaya çıktı.

Earth-Plot
programındaki dünya haritası, bir küre üzerine denizler, karalar ve adalar
işaretlendikten sonra, karşıdan bakıldığında ne görülüyorsa onu çizme esasına
dayalı. Yapılan çizime, şematik olarak enlem ve boylam çizgileri eklenmiş.

Mimar Ahmet Sönmez ve inşaat mühendisi Tahir Dengiz, işte bu
iki haritayı mukayese ederek, harita mühendisleri ve uzman gemicilere şu
soruları yöneltiyorlar:

“1- Pîrî Reis haritası, nasıl oluyor da, aynı çağlarda
gravür tekniği ile çizilmiş düzlem haritalar gibi değil de, “uydu
fotoğrafı” gibi küresel bir ifade ile çizilmiş?

2- Pîrî Reis haritasında gördüğümüz ve sağ alt köşeden
itibaren 1,2,3,4,5 diye işaretlediğimiz noktalar, nasıl oluyor da dünya
çevresinde “dairesel yörünge” benzeri bir geometriye sahip? Veya bu
noktalarda herhangi bir ada olmadığına göre, Pîrî Reis, aynı yörünge üzerinde
yer alan bu noktaları hangi amaçla, neden, nasıl işaretlemiş?

3- Günümüz dünyasında yaşayan, çağdaş jeodezi ve gemicilik
konularında eğitim görmüş, tecrübe kazanmış harita mühendisleri ve gemiciler!
Sizlere 10 adet ahşap yelkenli gemi versek, 10 yıl süre tanısak, her gemiye
birer adet pusula, usturlab, sekstant, dürbün, yeteri kadar kalem-kâğıt, pardon
mürekkepli kamış kalem ve ceylan derisi versek, acaba Atlantik Okyanusu’nu ve
çevresindeki kara parçalarını ihtiva eden, Kuzey Amerika’dan Antarktika’ya,
Afrika’dan İspanya’ya uzanan ayrıntılı bir dünya haritası yapabilir misiniz? Bu
haritayı küresel fotoğraf gibi yeniden yorumlamak ve çizmek şartı ile…”

Bu üç soruya da, bırakın haritacılık ve gemicilik sahasında
bilgi sahibi olanları, değme uzmanların bile doyurucu cevaplar vermeleri mümkün
değil.

Diğer Meçhuller

Pîrî Reis’in, 1513 yılında o haritayı ve 1528 yılında daha
mükemmelini nasıl çizebildiğini hâlâ hiç kimse bilmiyor. O yüzyılın bilgileri
ve tekniği ile, 20. yüzyılın ilk yansına kadar uzanan haritacılığı nasıl
gölgede bırakabilmiş, meçhul, Bahsimizi, bu muammalardan bir özet sunarak
noktalayalım:

-Pîrî Reis kıtaları, kıyıları, adaları, dağ sıralarını, ovaları,
nehirleri son derece doğru çizmiştir. Öyle ki, bu doğruluk, ancak uydulardan
çekilen fotoğraflarla anlaşılmıştır.

-Haritalarda gösterilen Antarktika dağları 1952 yılına kadar
bilinmiyordu. Bu tarihte, ancak ses yansıtıcı araçlarla keşfedilmişlerdir.

-Grönland’ın tek bir ada olduğu sanılırken, Pîrî Reis, onu
üç ada halinde göstermiştir. Ve uydulardan çekilen fotoğraflar, Grönland’ın
gerçekten üç adadan meydana geldiğini ortaya koymuştur.

-Dünyaya uzaydan bakıldığında, aşağılara doğru gelen
kıtalarda bir büzülme görülür. Pîrî Reis’in haritalarında da aynı özellik
vardır.

Günümüzde ancak uydular vasıtasıyla doğru dürüst bir dünya
haritası çizmek mümkün olmuşken, Pîrî Reis, hem de XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde
bunu nasıl başarabilmiştir? Yazar Erich von Daniken, meseleyi izah edemeyince
şöyle demektedir:

Haritaların çizildiği çağlarda, uzay gemileri ve
uydular olmadığından, hangi usullerle ve nasıl bu kadar doğru çizildiğini
açıklayamamaktayız. Düşünce sınırlarımızı aştığı ve mantık kurallarına uymadığı
için cevap veremiyoruz. Veya bütün cesaretimizi toplayarak, haritaların, bir
uzay gemisinden çekilen fotoğrafların aracılığı ile çizildiğini ileri
süreceğiz.

Amerika, Kolomb’dan
Önce Biliniyordu

Tarih kitaplarında ve ansiklopedilerde, Amerika kıtasının
1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedildiği yazılır. Halbuki Türkler,
ondan çeyrek asır önce, Amerika’nın mevcudiyetini biliyorlardı.

Bu gerçek, Piri Reis’in “Kitâb-ı Bahriye” adlı eserinde kaydedilmiş ve Amerika’nın Hicrî
870 (Milâdî 1465-66) yılında bulunduğu belirtilmiştir. Nitekim, Kanunî Sultan Süleyman‘a sunulan eserde
şu mısralar yer almaktadır:

Lodos üstünde bulundu o diyar
Septe’den dört bin mil öte uzar
Hangi tarihte bulundu işbu yer
Anlatayım, tarihçiler bak ne der:
Tarih-i hicret bu idi o zaman
Tâ sekiz yüz yetmiş idi tam o an
İşbu tarihte bulundu o zemin
İsmine ANTİLYE dediler hemin.

Bilim Teknik’ten

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 242