T
ürkiye’nin doğu sınırlarının devamı olan bir alanda yer alan Ahıska merkezli bölge 5 ilçe ve 200’ün üzerinde köyü içinde barındıran önemli bir Türk yurdudur (Ahıska köyleri sosyalist sistem gereği birleştirildiği için 200 sayısı yaklaşık 600’den fazla köyün birleşmiş halidir).
Türkiye’nin sınır illeri Kars, Erzurum ve Artvin’in coğrafi, kültürel ve sosyolojik yönden karakteristik özelliklerini taşıyan bu bölge, aynı zamanda Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya’da ki Türklerin Anadolu ile de irtibatını sağlamaktadır. Özellikle Azerbaycan’la Türkiye arasında ki coğrafi irtibatı bu bölge sağlamaktadır.
Nahcivan bölgesi Türkiye ile sınır olmasına rağmen Türkiye’nin Azerbaycan ile doğrudan sınırı yoktur. Çünkü nahcivan ile Azerbaycan arasında da coğrafi irtibat yoktur. Aradaki Zengezor bölgesi Ermenistan’ın idaresi altındadır.
Ermenistan adıyla maruf olan bölgenin Türkiye ile Azerbaycan arasındaki irtibatı kesmesine rağmen kuzeyde Acara-Ahıska-Borçalı bölgesi, güneyde ise Nahcivan ve Güney Azerbaycan vasıtasıyla Türkiye-Azerbaycan arasındaki coğrafi irtibat sağlanabilmektedir. Bu aynı zamanda Türkiye’nin Türk dünyası ile de irtibatını sağlamaktadır.
Bugün Gürcistan sınırları içerisinde kalan bu bölgenin ayrıca Gürcistan içerisinde de önemli bir yeri vardır. Her şeyden önce Ahıska; Gürcistan içerisinde yeralan Acera ve Borçalı Türk bölgelerini de birleştiren bir özelliğe sahiptir.
Ahıskalı Türklerin Özellikleri
Ahıskalı Türklerin önemini ve özelliklerin şu şekilde sıralamak mümkündür. Ahıskalı Türkler Gürcistan’da yaşayan Türk nüfusun lokomotifi ve çimentosudur.
Ahıskalı Türkler gerek Çarlık döneminde, gerekse 1944’den sonraki sürgün döneminde bütün Türk coğrafyasına dağılmış, bütün Türk coğrafyasını en iyi tanıyan ve tüm Türk şivelerini en iyi bilen Türk topluluğudur.
Tarihin bütün cilvelerini, her türlü kirli siyasetin, kanlı savaşların gaflet ve ihanetlerin veya mücadelelerin en katmerlisini yaşayan Ahıskalılar; milli kültür, milli düşünce konusunda, siyasi, fikri ve ideolojik seviyesi en yüksek olan Türk topluluğudur. Bu yönüyle Ahıskalı Türkler, yaşadıkları her Türk cumhuriyetinde devlet idare edecek şuura, tarihi ve siyasi bilgiye sahiptirler.
Gerek Rusya Federasyonu, gerek Gürcistan ve gerekse Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasındaki iktisadi, siyasi, sosyal, kültürel ve diplomatik ilişkilerde köprü vazifesi görebilme konusunda en ehil ve en uygun topluluk Ahıskalı Türklerdir.
Ahıskalı Türklere bu özelliği sağlayan en büyük avantajları Türk Dünyasını ve diğer komşu toplulukları çok iyi tanımaları, onların tarihlerini, dillerini, sosyal yapılarını ve kültürlerini çok iyi bilmeleridir.
Ahıska toprakları ile ahıskalı Türklerin önemli Kıbrıs ve Kıbrıslı Türklerle benzer özellikler taşımaktadırlar. Ahıska bölgesi, Acara ve borçalı Türk bölgeleriyle birleştirilince, Azerbaycan Türkleri ile Anadolu Türkleri arasında coğrafi irtibatı sağlayan, stratejik bir konuma sahiptir. Bugün için Gürcistan’la mevcut iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, Ahıskalı Türkler vatanlarına iskan edilerek, bu stratejik avantaj koruma altına alınmalıdır.
Ahıskalı Türklerin Bu Günkü Durumu
SSCB’nin dağılmasından sonra, bu çöküşten yararlanamayan Türk topluluklarının başında Ahıskalı Türkler gelmektedir. Yıllardan beri Ahıskalı Türkler stratejik olarak kendilerine bir yol seçememektedirler. Bugün Ahıskalı Türklerin önünde üç tercih görünmektedir.
Birincisi: Ahıskalı Türkler, şimdi yaşadıkları yerlerde kalmalı ve dağınıklık devam etmeli, kurulu düzenleri bozulmamalıdır.
İkincisi: Ahıskalı Türkler, her yönüyle bir parçası oldukları Türkiye’ye göç etmeli orada iskan olmalıdırlar.
Üçüncüsü: Ahıskalı Türkler bugün Gürcistan sınırları içinde olan kendi topraklarına, köy ve kasabalarına dönmelidirler.
Bu tercih sıralaması aynı zamanda kolay olandan, zor olanına doğru bir sıralamadır. Asıl amaç Ahıskalı Türklerin birlik ve beraberliğidir. Bunun için hangi tercih yapılırsa yapılsın, Ahıskalı Türkler arasında parçalınmış aileler birleşmeli, bir coğrafyada toplu halde yaşamalıdırlar. 1944’den beri sürgün hayatı yaşayan bu topluluk, bugüne kadar varlığını devam ettirmiş, bundan da sürgün acısı önemli bir rol oynamıştır.
Ancak, sürgün acısından habersiz yetişen yeni nesiller, yeni hayatın ve yeni bölgelerin havası içinde eriyip, kaybolabilirler. Ahıskalı Türkleri bir arada tutan unsurlar, bugüne kadar yaşarken, nesilden nesile bu halka zayıflayarak gelmiştir. Bugün, özellikle Kafkasya dışında yaşayan Ahıskalı Türkler, öz kimliklerini koruma konusunda çok zor durumdadırlar.
Yeni yetişen nesil, kendi Türkçesini, kültürünü layıkıyla bilmemekte, Türkiye’ye yüksek tahsil için gelen gençler bile ancak bir yıl Türkiye Türkçesi (İstanbul Ağzı) kursu aldıktan sonra, tahsillerine devam edebilmektedirler.
Ahıskalı Türkler, yukarıda sayılan yollardan hangisini tercih edeceklerine, mutlaka kendileri karar vereceklerdir. Ancak bu tercihi yaparken; Ahıskalı Türklerin nüfus olarak bir arada olması, karakteristik özelliklerini korumaları önemlidir.
Ahıskalı Türkler yine tercihlerini yaparken, bugüne kadar elde ettikleri; özellikle tarihi, kültürel ve siyasi tecrübelerini heba etmemelidirler.
Ahıskalı Türkler tercihlerini yaparken, özellikle bu tercihin ekonomik ve sosyal yönlerini çok iyi tahlil etmeleri gerekir.
Ahıskalı Türklerin Vatanlarına Dönüşü Sağlanmalı
Ahıskalı Türklerin bugünkü durumları 1829 Rus işgali ve 1944 Rus sürgününün sonuçlarıdır. Bugün 1829 ve 1944 şartları ortadan kalkmıştır. Yapılması gereken en önemli şey Ahıskalıların Ahıska’a topluca dönmeleridir. Bu konuda gerek Türkiye Cumhuriyetine gerekse Gürcistan Cumhuriyetin önemli görevler düşmektedir. Ahıska topraklarının terk edilmesi Türk coğrafyasında gedik açmaktır. Aynı şekilde Ahıskalı Türklerin yaşadıkları topraklarda kaybolup gitmesidir ki, buna başta Türk Milliyetçilerinin, Türkçülerin göz yumması mümkün değildir. Aksi propagandaların altında art niyet aranmalıdır.
Geçmişte Dış Türklerden bahsetmeyen, Dış Türklerin esaretten kurtuluş davası yerine Filistin, Moro, Vietnam sorunları ile ilgilenen bazı mihrakların bugün özellikle Ahıskalılarla ilgilenmesi manidardır. Bu çevrelerin Ahıskalı Türkleri Türkiye’de iskan etmeğe çalışmaları Ahıska Davası’na ihanettir. Bu edenler bu konu üzerinden rant ve menfaat elde etmek isteyenlerdir. Bu yanlış politika yüzünden Balkanlardaki, Suriye’deki, Eğe ve Akdeniz adalarındaki Türk varlığı erimiştir.
Anadolu’nun verimli topraklarından pay almak isteyen bazı yerli gözü açıklar, Balkanlardan ve diğer Türk bölgelerinden Türk göçü yaptırarak, zaman içinde ekonomik, siyasi güç ve nüfuz sahibi olmuşlardır. Bugün Balkanlardaki Türk topraklarının mülkiyeti Türk olmayanların eline geçmiştir. Aynı oyun tekrar sahneye konmuştur. Şimdi ki hedef ise Ahıskalı Türkleri iskan edilmesidir. Çünkü, bugüne kadar Dış Türkler konusunu hiç ele almayan, Türklükten ve Türkçülükten bahsetmeyenlerin bugün Ahıskalı Türklerin hamisi, hem de hemşerisi rolüyle ortaya çıkmaları yeni görünen bir olay değildir.
Onun için Ahıskalı Türkler önce güzel vatan yeşil Ahıska’ya dönüşü, kendilerine Milli Ülkü olarak seçmeleri gerekir. Aksi durum Ahıskalı Türklerin eriyip gitmesidir. Ha Türkiye’de erimiş, ha da diğer Türk bölgelerinde. Hiç fark etmez sonuç aynıdır.
Nitekim, daha önceki yıllarda Türkiye’ye gelerek çeşitli yerlere yerleşen Ahıskalılar yerli halka kaynaşmış ve kaybolmuşlardır. Ahıska davasının takipçisi olması gereken bu çevreler maalesef hayatın tozlu yollarında kaybolmuş, Ahıska Davasını sahipsiz bırakmışlardır. Allah’tan Milliyetçi-Ülkücü-Türkçü kesim bütün Türk illeri gibi Ahıska davasını da unutmamış ve sahipsiz bırakmamıştır.
Bülent Tarhan