TarihTürkiye’deki Türk Dünyası

Şeyh Şerâfeddin Efendi

1

876 yılında Dağıstan’da Dünya’ya
gelen Şeyh Şerâfeddin Efendi tahsilinin bir kısmını orada yapmış fakat
Ruslar’ın, Şeyh Şâmil sonrası
Kafkaslar’da giriştiği halkı yıldırma istikametindeki zulümlere tahammül
edemeyerek Türkiye’ye göç etmek mecbûriyetinde kalmıştır.

Sultan Reşad, Şeyh Şâmille
İstanbul’a gelen Dağıstan muhacirlerine Yalova’daki bir kısım hazine emlâkini
tahsis etmiş ve orada “Reşâdiye”
adıyla bir köy kurulmuştu. Şimdi Güney Köyü denilen bu köye yerleşen Şerafeddin Efendi, Muhammed Medeni Efendi
adındaki şeyhe intisab etmiş ve bilâhere O’nun damadı olmuştur.

Tasavvuf vadisinde çok büyük bir
sür’atle ilerleyen Şerafeddin Efendi, Muhammed Medeni’den sonra şeyh olmuş ve
Ledünn ilmi’ndeki vehbî ilerleyişi sonunda genç yaşta “kutup”luğa yükselmiştir.

Anadoluda’ki Yunan işgal ve
istilâsı Bursa havâlisine dayandığında O, müridlerini silâhlandırarak çete
muhârebeleri ile düşmanı tâciz hareketi yapmıştır fakat maalesef düşman
ilerleyişi durdurulamamış, Şeyh Efendi köyünü terk ederek biraz daha batıya
çekilmeye mecbur kalmıştır.

Reşâdiye Köşü’ne giren Yunan
askerleri köyü baştanbaşa yakıp yıkmıştır. Bu âkıbeti önceden gören Şeyh Şerâfeddin Efendi, bütün köy halkı
ile birlikte Kara Mürsel’de bulunuyordu. Buradan Ankara Hükûmetine müracaat
ederek âilesi ve köy halkının Geyve civârında iskânını taleb etmiştir. Yunan
işgalinde düşmana karşı mücadele çok önemli gayret gösterdi.

Şeyh Şerafettin Efendi 1930
yılında Menemen hadisesi dolayısıyla hapse atıldı. Zor şartlar altında 10 ay
hapis yattıktan sonra berat etti. 1930 yılında vefat ederek Yalova’nın Güney (Reşadiye)
köy mezarlığına defnedildi. Türbesi sevenleri tarafından ziyaret edilmektedir.

Kaynak

İlgili Gönderiler

1 / 7